15 Nisan 2009 Çarşamba

Karadeniz


Rize'de dağlar,tepeler,şehir merkezindeki evlerin bahçeleri bile çay bahçeleridir.Boş 1 metrekare bulamazsınız.Yeşil olmayan yerler ya yoldur,ya bina.Açıkta kaya bile göremezsiniz.Kayalardan yapılan iskeleler,dalgakıranlar bile bir süre sonra kendiliğinden ağaçlarla kaplanıp denizde büyümüş ağaçlar izlenimi verir.


Doğa, yeşiline kah eflatun,kah beyaz,kah sarıyla renk katar yer yer...

Güneş sabah yeşil tepelerden kendini gösterir ve akşamüstü kendini Karadeniz'in serin sularına bırakır.Bu sırada tüm balıkçı tekneleri,takaları denizin bereketinden kendi kısmetlerine düşeni alabilmek için yolu yarılamıştır bile...

Burası da Fırtına Deresi'nin kıyısından bir bölüm...

Bu gördüğünüz fotoğrafta sisin yerden yüksekliğini birkaç metre sanıyorsanız çok yanılıyorsunuz...Yaklaşık 1 km. aşağıda deniz...Burası Ordu Boztepe.Eteklerinde Ordu şehri serpilmiş...

Burası da Rize'de ara ara gidip piknik yaptığımız bir kıyı,Sarayköy.....

Sarp Sınır Kapısı yakınlarında muhteşem manzaralı kumsallar vardı.Ama bütün pozlarda ben de vardım,koyamadım buraya.Kumsal ile yol arasında kalan küçük kayalık bir tepe ve Rize'nin ensevdiğim yanlarından biri olan martıları burda da çıktı karşıma.Yuvasında,hem de yavruları orada,fotoğrafta görünmeseler de....

Ve ben ayaklarımı Karadeniz'in serin sularına sokmuş,balıkçı kayıklarını izlerken....



Rize kordonunda yürüyüşe, sadece insanlar çıkmıyordu elbet :)

Bu tepe de Rize'nin hemen yükseliveren tepelerinden sadece biri ve hemen aşağıda şehir var...