23 Nisan 2009 Perşembe

REFLEKSLERİMİZ ve TEKNOLOJİ


Hayat bize bazen şu reflekslerimiz yüzünden nasıl da can sıkıcı zamanlar yaşatıyor.Bugün benim için can sıkıcı bir gün oldu.Ama şimdi iyiyim :) "Allah fukara kuluna önce eşeğini kaybettirir,sonra da buldurup sevindirirmiş " derler ya...Benimki de o misal işte...Güler misiniz,içlenir misiniz artık bilmem,anlatayım bakalım....
Tam iki yıl önce bu vakitler almış olduğum cep telefonumun bir süredir mesaj yazarken kendiliğinden kapanması beni sinir ediyordu.Bir de bir kaç gündür çalarken sesini kesip titremekle yetinmeye başlar olunca en iyisi değiştirmek dedim.Zaten belleği de kısıtlı olduğundan az şarkı yükleyebilmiştim.Yarım milyarlık telefonun kısa zamanda bozulması ve ayrıca artık tek maaşla geçimini sağlayan bir birey olaraktan, benim için gereken bütün özellikleri taşıyan, daha alçakgönüllü bir fiata sahip yeni bir cep telefonu aldım kendime pazar akşamı :)
Gelelim bugüne...İşe öğle üzeri gidiyorum ben.Öğleden önce duşumu aldım,kil maskemi yaptım :)Bu arada yemeğimi falan.Banyoda tekrar maskemi yıkayıp çıkardım,sizlere de tavsiye ederim kili gerçekten cildi çok iyi temizliyor :)Bu arada banyodaki çamaşır makinasının üzerine koymuş olduğum cep telefonumu alıp uzunca saçlarımı kurutmadan önce saate bir bakayım dedim.Telefon elimden kayıp yere düşecekti ki,refleks yapıp yakalamaya çalıştım.Bir kaç hamle yaptım fakat tam olarak yakalayamadım ve son hamlemde elimin çarpmasıyla neredeyse 1 metre kadar ilerdeki suyla doldurduğum 2 litrelik bir kabın içine cuppp!Bilerek atsam girmezdi eminim içine.Anında çıkardım sudan ama daha telefon tamamen neresinden kapanır,kapağı nasıl açılır bilmiyorum bile tam olarak...Neyseki daha önce netten okumuştum bu durumda neler yapılacağını.Hemen kapattım kapama düğmesinin hangisi olduğunu tahmin ederek.Her zaman kullandığım markadan farklı olunca zor oluyor bunlar bile.Allahtan alırken izlemiştim kapağı nasıl açılıyor.Kapağı açtım,pili çıkardım,hepsini kuruladım.Vaktim de dar işe gitmeliyim az sonra.Telefonu pirinç kavanozuna koydum nemini alsın diye.Ama içime sinmedi bu kadarı.Telefonu kavonozdan çıkardım,birkaç kez salladım.İçinden su tanecikleri geliyor tezgaha.Sanki parmak uçları ile su serpermiş gibi.Bu işleme devamettim biraz.Tekrar kuruladım.Saç kurutma makinasını telefona biraz uzaktan tutarak kuruttum iyice.Sonra tekrar pirincin içine koydum.Fakat bunları yaparken vakit geçti,beni alıcak arkadaşları bekleteceğim.Haber vermem lazım.Ev telefonu var ama arkadaşların numarasını ezbere bilmiyorum.Bu arada hala bornozluyum,saçlarımda havlu.Evde oğlumun telefonu var ama kapağını açmayı bilmiyorum.Ben tam bunları düşünürken oğlum geldi Allah'tan.Onunda çok acelesi varmış,bazen ben çıkmadan gelmediği oluyor.Neyse açtı kapağı,bu seferde sim kart uymuyor.Bütün cinlerim tepemde artık,deniyor deniyor olmuyor.Allah Allah,bu sim karta noluyo dedim,yoksa ıslanınca şişti falan mı?:)Şöyle bir karşılaştırdım,boyutu diğer sim kartla aynı.Gözlerimi kararttım artık.Zorladım,oldu.Telaştan pın kodumu hatırlayamadım önce.Hatta önce oğlumunkini girdik,sonra benimkini girmek gerektiğini hatırladım.Ama bu sefer de arama başarısız.Bende bir panik.Simkart da mı bozuldu yoksa?Bir daha denedim,neyse çalıyo bu sefer :)Arkadaşa durumu izah ettim kısaca.Beni nereden alacaklarını söyledim.Oğlum çıktı gitti çoktan.Bir koşturmaca başladı,uzunca saçlarımı hırpalayarak taradım,kuruttum biraz.Apar topar giyindim,çantalarımı aldım.Sim kartı alayım yanıma dedim ne olur olmaz.Çocuğu ararım,kontrol ederim.Ama telefonun kapağını açamadım,kırmaktan korktum.Bıraktım çıktım oğlumun telefonunu kapalı olarak.Akşam geldiğimde nedense canım kontrol etmek istemedi hemen.Akşamüstü oğlum geldi dersaneden.Kendisi 8. sınıf ve çok yakında bir liseler sınavı var.Bana bir kötü haber de ondan.Telefonu puk kodu istiyormuş.Pın kodunu yanlış girmiş efendim 2 kere.Gelirken kullandığımız gsm'nin merkezine sormuş,müşteri hizmetlerini arayıp soracakmışız.Daha önce bir kaç kez orayı arayıp sinir edici durumlar yaşadığım için telefonun kitapçığını bulayım daha iyi dedim içimden.Bu arada cep telefonumu denedim,önce açıldı sorunsuz.Tahminettiğim gibi az sonra kapandı.Yeniden açtım,pın kodu yazıcam,bazı numaralar yazmıyor.Defalarca tuşa bastığında o rakam yazıyo.Böyle böyle kodu tamamladım ama bu seferde okeylemiyor.Kapanmıyor da.Kapağı öylece açtım artık bu sefer,attı kafam çünkü.Yeni ısınmaya başlayan peteğin üzerine koydum.Sonra yazın taşındığım bu evin çekmecelerini başladım karıştırmaya.Ama yok!Normalde çok düzenliyimdir ama eve taşınalı uzun zaman olmadığı için ne nerde tam kestiremiyorum.Bu arada bir de yemek yaptım ama canım onu bile yemek istemedi.Artık pes dedim.Telefonumu tekrar deneme vakti.Taktım sim kartı besmeleyle :)Hımm,iyi gelmiş petek :)kapanmıyo.Oğlum babasıyla konuştu,klavuz kitaptan vazgeçtik artık,müşteri hizmetlerini o aradı.Almış puk kodunu.Bu iş de tamam :)
Yalnız arkadaşımın başına da aynı olay gelmiş,telefonun içi paslanıyormuş.Götürelim de içini temizlesinler iyice ,dedi.Çok mantıklı.Zaten konuşurken parazitlenmeler vardı.Kapağı açıp tekrar koydum sıcak peteğin üzerine.Sabaha kadar dursun bakalım.Böylece can sıkıcı başlayan günüm biraz da olsa rahatlayarak sona erdi.Tabi bütün bu yaşadıklarımdan bazı dersler aldım:
  1. "Sürekli erteleyip durduğun, en çok kullandığın telefon numaralarını bir kağıda yazma ve vestiyerin kapak içine yapıştırma işini yappp artık!"
  2. "Bazen işleri oluruna bırakmak daha iyidir".Telefonu bıraksan altı üstü yerde serili olan peluşun üzerine düşecekti ve hiçbirşey olmıyacaktı:)Hoş,refleks bu tabi,mantıklı olmayan anlık tepkiler...Dolayısıyla reflekslerde mantıklı olabilmeyi planlayamayız ,planlı hareket edemeyiz :)
  3. "Banyoya telefonu bir daha sokmak yok".Telefon ya bana daha yakın olan klozete düşseydi!Allah'tan tercih hakkını su kovasına kullandı :)Klozete düşse onu oradan almasına mı,klozeti tıkama ihtimaline mi yoksa telefon direk çöpe gideceği için rehberimdeki bütün numaraların da çöpü boylamasına mı yanacaktım :)
  4. "Unutmuş olabileceğin ilkyardım bilgilerini tazele.Bak,geçenlerde bu durum konusunda araştırma yapmamış olsaydın şimdi 2 günlük telefonuna veda etmiş olacaktın.Kaldı ki ilkyardım ne kadar önemli.Allah muhtaç etmesin."
  5. "Evde bir tane daha cep telefonu makinasını bulundurmak iyi olur.Mümkünse bir daha eski makinayı takas yapma,evde dursun."
  6. "Sim karttaki en azından önemlice olan telefon numaralarını yedeklesen çok iyi olur."
  7. Bu maddeyi her zaman düşünürüm ama,pek fazla uygulayamyorum.İşlerini ucu ucuna yetişecek şekilde planlama."İşe gitmek için evden çıkış saatini biraz daha erkene planla.Değilse bir aksilik olunca işte böyle ortada kalakalırsın."
  8. "En önemli,en çok görüştüğün bir kaç kişinin numarasını ezberle."Malum bazen evde unutuyoruz telefonu,dışardan bir yerden arayayım bari,diyorum ama arayamıyorum :)
Geçenlerde iş dönüşü arkadaş beni yolda bıraktı.Kol çantamı arka koltukta unutmuşum her nasılsa.500 metre ilerde de diğer arkadaşı bırakırken, arabadan inecek olan arkadaş görmüş benim çantamı Allah'tan.Ben de indiğim yerde kalakaldım öylece.Evin anahtarı çantada, eve giremem.Telefon edemem arkadaşa.Çünkü numarasını bilmiyorum.Hoş!Bilsem de üstümde para yok.Eee,belki esnafa rica minnet telefon ederdim parasını ödiycem sonra diye.O anda en makulu arabadan inen arkadaşın evi çok uzakta değil diye düşünüp oraya doğru yürümek oldu.Onun telefonundan ararız diye düşündüm.Ama birkaç metre yürüdüm ki,arkadaş arabayla indiğim yere geldi çantayı vermek için.Şimdi aklıma geldi mesela,taksi tutup evine gitmek istesem beni bırakan arkadaşın evini bile bilmiyodum o zaman.Hoş,para vermeden taksici benim arabadan inmeme izin verir miydi acaba?
Teknoloji güzel şey elbette ama başımızı da ne çok ağrıtıyor bazen.Ve bizi de ne kadar tembelleştiriyor.Çocukluğumda hatırlarım,onlarca kişinin telefon numarası ezberimdeydi.Hepimiz öyleydik.Şu cep telefonları çıktı,zihnimizi kullanmaz olduk.Halbuki zihnimizi ne kadar kullanırsak o kadar genç kalıyor.Ben son yıllarda bunu yapmaya çalışıyorum elimden geldiğince.Ama günlük koşturmacalardan pek vakit ayıramıyorum...
Umarım benim yaşadığım bu tadsızlıkları sizler yaşamazsınız.Hoşçakalın.....