3 Mayıs 2009 Pazar

Hala Zırvalıyorum- 2

Bir gece yarısı daha geçtim klavyemin başına,"bakalım ne çıkacak Pandora'nın kutusundan" diye düşünerek!Saat olmuş 03.13 Bu saatte ne gelir insanın içinden,kendimi dinlemeliyim önce....

Evet,bloğumun tanımında "içimden geliverenler,doğaçlama"yazıyor.Bu bloğu açarken bu niyetle açtım.Klavyenin başına geçtiğimde içimden ne gelirse yazmak için.Bazen bir şiir,bazen anılarım,bazen makale,bazen deneme,bazen de şiir mi nedir belli olmayan yazılar :)Sıcak çikolatamdan yudumlıyayım bir,içimden gelmedi hala bişey!Hüüüüp!Evet,ben en iyisi bugün yokluğunu hissettiğim bir türden bahsedeyim gene!Son yazımda yerden yere vurduğum bir tür bu!Saplantı mı oldu ben de ne?İkidir aynı konu üzerine yazıyorum?Yoksa beddua mı aldım?Ama bu sefer sizi yerden yere vurmayacağım,meraketmeyin :)Hangi türden mi bahsediyorum?Homosapiens in kelli felli,balkon göbekli cinsi:erkek :) (Bu arada sözlükten baktım,insan manasına gelebildiği gibi,akıllı adam manasına da geliyor) Evet,son yazımda ne kadar yerden yere vurmuş olsam da işte,Allah'ın bir hikmeti, bugün onun yokluğunu evimde fazlasıyla hissettim.Ben henüz hayatımda bana bu türün şiirler,serenadlar söyleyip,iltifatlara boğup,şımartanı,saçımı öpüp okşayıp koklayanı ile karşılaşmadığım için, onların yokluğunu hissediş şeklim belki okuyanlara tuhaf gelecek,belki de büyük çoğunluğa tanıdık :)


Aylar oldu,evdeki kombinin bacası balkona yapılacak pen nedeniyle yukarıya alındı,tabi mutfaktaki kombi de daha yukarı kaldırıldı.Haliyle de altından boyaya ihtiyaç duyulan küçücük bir alan ortaya çıktı.Boyayı da ayarladım,getirdim ama bir aydır kenarda duruyo.Sürekli erteleyip duruyorum.Hayatımda hiç duvar boyamadım,badana yapmışlığım vardır çocukken ama boya cııık!Bugün şu işi artık yüzüme gözüme bulaştırsam da yapıp kurtulayım dedim.İş başa düştü.Aldım fırçayı elime,"kimbilir, kimbilir,ufkumda batan güneş,bir sabah yine doğacak mı kimbilir?" şarkı sözü tadında başlayan iç sesim kendine özgü canlı performans ile devametti,susturabilene aşkolsun:"hayat denen bu muamma,üç günlük ömrümüz kalmış şurda,böyle bitip tükenecek mi,titrek bir ihtiyar olduğunda ".....Onu susturmak ne mümkün?İç ses bu.Hayat durur,o durmaz.Düşüncemizin yapışık ikizi..Düşündüğün sürece o da burnunu herşeye sokacak!Yoruldum...Benim de bir bağımlılığım var,içmeyi severim. 1 ile 5 derece arasında olmalı,her akşam,buz gibi.İçine yarım limonu sıkıp eklemeliyim,Beypazarı soda :))) Her akşam içmezsem bir eksiklik hissederim.Dolabı açtım,inanmıyoruuuuuum. Kalmamııışşş :( diplerde var sanıyoduuuum!Halbuki sodasız kalmamaya ne kadar özen gösteririm!Ah!Ah!Şimdi hissedilmez mi o türün, homosapiensimin eksikliği?
"Ah canııım,sodasız mı kaldın sen?Dur nefes alma,üçe kadar say,kapıp geliyorum büfeden.Ayaklarını şöyle uzat aşkım,anahtarı aldım,kapıyı dönüşte ben açarım,muck muck (saçlarımdan öpüldüm :) ) mis gibi de kokarmış saçlarııı.Aşkııım,sana sodacılar derneği kurban olsun" :)
Ah,ah!Böyle homosapiensi kim aramaz?Ayağını uzatmış olan hatuna soda servisini de yapar,hatunun saçlarını okşayarak hatununun dizi filmine bakmaya başlaaaar :)
"Şöyleeee bir duş alayım" dedim,banyoya girdim.Hıı?Ne olmuş,ışık nerde?Bu aynanın ışığı neden yanmıyor?Kardeşim,patlaya patlaya sen mi patladın?Banyodaki diğer kullanmadığım lamba patlamıyo da, bu patlıyo..Banyonun diğer lambası fan eşliğinde çalıştığı için ona gıcık oluyorum,kullanmıyorum.O patlasa değiştirmesi de kolay.Şimdi bu ayna üzerindeki florasan,hem de korumalı,dışını sök,içini tak!Yıldız tornavidam yok!Evde bunu takacak homosapiens yok!Ühü,ühüüüü!Beddua mı aldım?Kim ettiyse lütfen geri alsın bedduasını,ne olur?Yalvarırım...Tamam,en büyük tür sizsiniz.Haremlerin efendisi,mezara girerken diri diri gömülür yanında gözdesi...Kadın yapınca namussuzluk,sen yapınca övünç sebebi çapkınlığın prensi...Kendine yont dünyayı,kendine yont kutsal kitabı..."Kadın,erkeğinin her hatasını affedecek yaratık" anlayışının sahibi!Lütfen bedduanı geri al,cariyen-in hizmetçisi olayım... :)
.
Homosapiens nedir araştırırken rastladığım iki site.İkisinde de ilginçlik ve komiklikler var,özellikle alttaki :) Hoşçakalınn....

8 yorum:

  1. Valla ben beddua etmedim efendim,suçsuzum..:)

    Ayrıca Homosapien'in linklerini okudum,ilginç tabirler var..:)

    Sevgiyle kalın...

    YanıtlaSil
  2. :))

    Evet,bu blogculuk işini küçümsememek lazım ayrıca di mi?Sayesinde yeni şeyler de öğreniyor ya da unuttuklarımızı tazeliyoruz :)

    YanıtlaSil
  3. Şimdi TDK'lık yapmanın anlamı yok ama, boşluk, paragraf, virgül, nokta bunlar güzel şeyler :) Bunları yerinde ve zamanında kullanın kullandırtın. Zor oluyor okuması.

    YanıtlaSil
  4. İngilizcem yok,sizin bloğu gördüm ama kapıdan içeri giremedim.Anamını bilmediğim tuşları tıklamayı sevmem de:)Sanırım izin gerekiyor.Benim blogu mu okuması zor?Çok açık olmamış bu cümle?

    YanıtlaSil
  5. Pardon, o gördüğünüz blog değil bir nevi dijital kimlik kartı gibi bir şey. Tanıtıcı kart diyebiliriz kısaca.
    Blogum var ama sevmiyorum benim de blogum var demeyi. Zaten daha çok sinirlendiğim veya çok sevdiğim şeyleri yazıyorum bir nevi karalama defteri gibi.

    Evet okuması zor ama cidden zor. Yani okumak istiyorum ama yazılar iç içe girmiş :s Biraz daha dikkat etseniz iyi olur (bence).

    YanıtlaSil
  6. Yazım ve noktalama yanlışlarımın çok fazla olmıyacağını düşünüyodum ama şöyle bir göz attım da bayağı bir varmış cidden.İç içe girmesi kayıt bölümünden kaynaklanıyor biraz.Paragraf bırakılamıyor nedense.Sadece satırbaşı yapılabiliyor ve satırla arasında boşluk bırakılamıyor,denedim olmadı.Ayrıca okurken gözler zorlanmasın diye yazı karakterini büyük seçtim.Yazı kısa olsa da uzunmuş gibi görünüyor.Bu yüzden çok boşluk bırakmak da işime pek gelmiyor.Siz sanırım Türkçe ya da T.Dili öğretmeni olmalısınız :)

    YanıtlaSil
  7. Hmm o zaman boşuna o kadar yazıp kafa ütülemişim. Özür dilerim böyle olabileceği aklıma gelmemişti :s Öğretmen değilim. Ama internette çok fazla yazı okuyorum. O yüzden gözüme fazla takılıyor galiba.

    Ama bunun bir çaresi olmalı. Mesela bakın İbrahim'de yazıyor onun paragrafları satır başları falan çok güzel :)

    YanıtlaSil
  8. Dikkat ederseniz onun da,Siminya'nın da yazılarında bazen satırbaşı var,bazen paragraf var.Yazılar belli bir düzende değil.Her paragraf başına geçişte arada birkaç satır boşluğu kabuletmiyor.Bazen kabulediyor,bazen etmiyor.Ve onların yazı karakteri küçük olduğu için düzenliymiş gibi görünüyor,ama çok düzenli değil.Benim yazı karakterlerimin büyük olması,daha karışık gösteriyor.Ben de küçülteyim bari,yorsa da gözleri...

    YanıtlaSil